Sevgili Azad, Sayın Sarıçayır ve Ardahanlı Memur Başkan Merhaba..



Fakir Yılmaz yazdı,
Sevgili Azad, Sayın Sarıçayır ve Ardahanlı Memur Başkan Merhaba..
Sevgili Azad..

Öncelikle ‘Kürtler CHP ile yapılan kent uzlaşısıyla hiçbir şey kazanmadı. CHP belediyelerde söz verdiği başkan yardımcılıklarına listeleri değiştirip, kendi adamlarını yerleştirdi. Sormak lazım CHP belediyeleri kaç Kürdü işe aldı?’ mesajıyla, ben fakir gibi sahiplenilmediği için ‘pığas’ dediğim rahmetli gazeteci meslektaşım Yusuf Şit’in kurduğunu ve bize miras olarak bıraktığını düşündüğüm ‘Serhat Sivil Toplum’ isimli whatsappta ki grupta paylaştığın, ‘KENT UZLAŞISIYLA NE KAZANILDI?’ başlıklı paylaşımını görüp, dosya sanıp, içeriğini okumak için tıkladığımda sadece jpg olduğunu gördüm. PDF’si varsa buradan yada özelden rica ederken, kitap ise onu da isterim..
Sevgili Azad..
Senin bu paylaşımını görünce aklıma gelen ve ‘köşeme konu’ diyerek beklettiğim bir konudan sana da, şu an burada bulunan vefalı, vefasız hatta kobuğ yemiş hainlerin yanı sıra benim kendilerine olan sevdamı, sevgimi anlamayıp, terk eden, küsen, aldatan ve darılanlarında olduğu hemşerilerime de bahsetmek istedim.
Çünkü senin mesajının bana hatırlattığı şey ise şu an Avcıların Belediye (memur) Başkan Yardımcısı olan hemşerimiz olan şahsın anlaşılmaz, anlam vermez çokta TIN denecek tutumu ve tavrıdır.
Sevgili Azad..
Ardahan Damallı olduğunu öğrendiğim ve öğrenip, öğrenmez, ‘bir hemşerim daha önemli bir makamda’ başlıklı haberini ilk olarak yapan bölge gazetecisi refleksiyle hareket edip, hepimizin bir tarafa dağıldığı ve sen dahil diğer bir çok hemşerilerimde olduğu gibi bir türlü bir araya toparlanamadığımız metropollerde iğne ile kuyu kazıma misali o bölgede bulunan ve şu an Avcılar Belediyesinde Belediye Meclis Üyesi olan Ardahan Göleli, iş insanı Tarkan Kaya hemşerimizden telefonunu rica edip, sonrada kendisini bizzat arayıp, ‘Başkan merhaba ben Ardahanlı Gazeteci Fakir Yılmaz.. Öncelikle geç öğrendiğim için özür’ deyip, aldığı görevi için kendisini kutladıktan sonra BİZİM ARDAHANLI BÜROKRATLAR NEDEN KENDİSNİ SAKLADIKLARINI sorup, şakalaşıp, latife ettim.
Hatta, ‘Damal federasyonun seçimi var, sende Aşağı Damallıymışsın.. Federasyonla, derneklerle ve bölge stk’ları ile biraz ilgilen’ dedim.
O da; ‘Evet, Güner başkanı tanıyorum. Zaman zaman görüşüyoruz dedi.
Ve saf, saf samimi geçtiğini düşündüğüm bir telefon görüşmesi ardından onun da, benimde, belki de senin de yani bu konu da tarafların eksikliklerinin olduğunu kabul edip, bitirdiğimiz sohbetimiz ardından kendisinden makamında bir fotoğrafını ve kendisiyle ilgi az olsun bilgi vermesi halinde haber yapmak istediğimi belirtmeme karşın O yine kendisini saklamayı seçti. Ve istediğim fotoğrafı da atmadı. Bilgiyi de vermedi, göndermedi..
Belki de ‘Fakir yazarsa derdi, işi, sorunu, sıkıntısı olan Ardahanlılar gelir, başıma bela olur. Boş ver bele kalmak daha iyi. Fakir’e yaptığın gibi salla başını, al maaşını..’ diye düşündü, yine saklanmayı tercih etti.
Bunu buradan niye anlattım bilemiyorum ama hepimiz ‘Güçlü Ardahan Lobisi’ deyip, bu hemşerimiz gibi bu tür önemli makamlarda bulunan hemşerilerimizin başta olmak üzere Ağ saçlı dediklerimizden bu birlikteliğe yönelik adımlar atmalarını isterlerken bunların bir taraftan haklı olduğumuzu kabul edip, diğer yandan da kendilerini saklayıp, ‘eksiklikler iki taraflıdır’ diyerek bahaneler üretip, kendilerini akladıklarına bir kez daha şahit olmanın üzüntüsü içinde olmamdır.
Evet.. Sevgili Azad..
Senin sabah sabah whatsapp grubunda yaptığın ve bu paylaşımın ardından grupta bulunan diğer arkadaşların sana cevap yetiştirme tartışmalarına neden olan paylaşımı görüp, pdf’dir deyip, içeriğini okumak için merak edip, tıkladığımda sadece kapağının jpg’si olduğunu gördüğüm ‘KENT UZALŞISIYLA NE KAZANIILDI?’ paylaşımın bana o Ardahanlı, Damallı Avcılar (memur) Belediye Başkan Yardımcısını bir kez daha hatırlattı.
Telefonun telefonumun rehberinde ‘Avcılar Bel. Basın Azat Aktürk’ diye eklediğimden olacak ki Sanırım sende o bölgedesin.. Yani sanırım sende Avcılardasın.. Belki de bu nedenle sana ve bu grupta olan hemşerilerim de hepimizin neler yaşadığımızı bilsin diye bu yaşadığım son durumu anlatım.
Bu arada senin yaptığın paylaşımın ardından grupta bulunan Hıdır Sarıçayır’ın ‘Ben olayın çok detayına hakim değilim ama cümleye girerken Kürtler ne kazandı demeniz çok itici. Neticede biz bu ülkenin eşit haklara sahip yurttaşlarıyız. Olaya Kürtler ne kazandı CHP ne kazandı / kaybetti değil. Lütfen olaya Halk ne kazandı ve bu birlikte yaşama arzumuza ne kattı diye bakmalı.’ karşı mesajına baktığımda DEM Heyeti’nin kalp krizi geçiren ve hâlâ yoğun bakımda olan Sırrı Süreyya Önder’siz İmralı’ya, Bahçeli’nin, ‘meclise gelip, konuşsun’ dediği Öcalan’a gittiklerini, ‘Reklamlarınızla yerelden ulusla özgür gazetecilik’ gazete manşetlerimizin sık sık ekranların da yer aldığı Halk TV’nin sabah haberlerini sunan meslektaşım gazeteci İsmail Küçükkaya’nın son dakika haberiyle alıyordum.
Aynı paylaşımın devamında Metin Aktürk’ün, Ahıskalı hemşerimiz Hıdır Sarıçayır’ın mesajına yönelik olarak; ‘Selamlar kıymetli hemşerim eşit haklara sahip yurttaşlarız diyorsun keşke öyle olsa ama maalesef öyle değil Anayasal olarak Kürt hangi haklara sahip Kürt olarak..’ sitem dolu mesajına baktığımda ise senin, ‘Elbette Kürtler ne kazandı diyeceğiz. CHP Kürtler sayesinde tarihinin en yüksek oyunu aldı. Gece gündüz açıkladıkları birinci parti zaferini Kürtler sayesinde kazandılar. Türkiye’nin en büyük şehirlerini, büyükşehirleri aldılar. Peki Kürtlere ne verdiler? Aldıkları birkaç kişi de kendi adamları. Araştırın göreceksiniz, aileden CHP’li kişiler.’ mesajını da aynı sitemlerle okuyordum.
Ve siz iki Aktürk’ün bu iki mesajına yine Hıdır Sarıçayır’ın, ‘Metin bey.. İşte soruna oradan baksak.. Ben Ahıska Türkü bir Ardahanlı ile Kürt kökenli bir Ardahanlının aynı zorluklara maruz kaldığına inanıyorum. Kürt ne kazandı, Türk ne kazandı, Laz, Çerkez, Terekeme diye bakarsan hiç kimse bir şey kazanamayacağı gibi çok şey kaybediyoruz. Oysa hak ve özgürlük, tarafsız yargı, kaliteli eğitim gibi haklar ortak talebimiz değil mi? Ayrımı teşvik edenlere karşı toplumsal hak ve özgürlüklerimiz için birlik olmaz isek… Olayı Daha çok kasap pazarlığı gibi Kürt ne kazandı olayına çevirirsek sürdürülebilir bir kazanım olmaz.’ dediğini de görüyordum.
Tepki toplayan ve arazileri Araplara satıldığı iddia edilen İstanbul Kanalı için su kaynaklarının kurutulacağı ileri sürülen Sazlıdere Barajının bulunduğu havzası veya etrafı yasaklarla donatılmış olan ve son olarakta SERKA tarafından sevgili Sarıçayır’ın soy ismine adını veren sarı çayırlarla dolu ovasına göz konulan Çıldır Gölü gibi göllü kurutulan Nasrettin Hoca gibi arada kalıp, bana ‘Sende haklısın’ demekten başka yol bırakmadığınız tartışmanızı ‘İşte bunu kazandık.. Saraçhanede paylaşılan bir pankart’ mesajla yazının içinde olan ikinci jpg’li pankart’ıda görünce Kürtler gibi tanınmamı yurtlarına dönmek isteyen Ahıskalı hemşerimizin soy ismine bakarak Çıldır olduğunu tahmin ederken, Saraçhane’de mitinglerde yazılıp, gözümüze batırılan, ‘Ya hepsin ya hiç.. Ya Atatürkçüsün ya piç’ şeklindeki o ikinci pankartlı paylaşımına bakınca biz Kürtlerin, Türklerin Ahıskalılar için de tüm insanlık içinde ortaya koyduğumuz mücadelenin bu ulusalcı kafalar yüzünden hep yara alıp, bir türlü sonuç vermediğini de düşünüyordum
Evet yine de Sarıçayır’ın dediklerinde göz ardı etmeden bu ülkenin demokratik anlamda samimi bir Anayasa’ya ihtiyaç duyduğunu unutmadan bu tür tahrik eden pankart ve söylemlere bakarak İstanbul Avcılar Belediyesinin Ardahanlı memur başkanı gibi duyarsız, ilgisiz ve lobiciliği analarımızın yapıp, çorbalarımıza kattığı lobiye sandıkları gibi güçlü bir birlikteliği bir kenara bırakmamak ve o Yozgatlı köylünün dediği gibi bu işin turp ile şalgamla olmayacağını algılamak, anlamak gerekir derim..
Saygılarımla..
Fakir YILMAZ



Ardahan Gazetesi.şimdi yeni adresinde, Gazetemizin yeni adresi
www.ardahangazetesi.tr
Daha yeni Daha eski

İletişim Formu