Kültür Midenin Değil, Hafızanın Gıdasıdır



Kültür Midenin Değil, Hafızanın Gıdasıdır

Bugün "kültür endüstrisi" adı altında hazırlanan pek çok eğlence programı, kültürü sadece tüketime indirgemekte; onu hak ettiği değerden mahrum bırakmaktadır. 
Bu programlarda, üretmek yerine tüketmek; sorgulamak yerine oyalamak öne çıkarılmakta. Yazan, çizen, düşünen insanlar sistemli bir biçimde görünmez kılınmakta; değersizleştirilmektedir.

Bu yozlaşmanın bir diğer boyutu ise yöresel festivallerde kendini gösteriyor. Son yıllarda birçok federasyonun ve derneğin düzenlediği bu festivallerde, eğlence sermayesi gruplarının çıkarları kültürün önüne geçmiştir. 

Oysa kültür sadece müzikten ibaret değildir. Kültür aynı zamanda anlatıdır, sahnedir, görüntüdür, sözlü tarihtir. Kültür; anlatmakla başlar, aktarmakla sürer, yaşatmakla kalıcı hale gelir. 

Bir festival yalnızca karnımızı doyurmakla kalmamalı, hafızamızı da beslemelidir. Çünkü kültürel hafıza, bir toplumun geleceğe tutunabilmesi için en sağlam köprüdür. Eğer bu köprü yıkılırsa, toplum önce kimliğini, sonra da benliğini kaybeder.

Köy skeçleri, halk hikâyeleri, yerel resim sergileri gibi etkinlikler festivallerin asli unsurları olmalıdır. Kadınların anlattığı masallar, çocukların oynadığı sahneler, gençlerin yaptığı çizimler bu ruhun yaşamasını sağlar. 
Bu organizasyonlara, sadece reklam amacıyla sahne alan sanatçılar değil; gerçek kültür insanları davet edilmelidir: Yerel şairler, halk tiyatroları, hikâye anlatıcıları ve köy ozanları gibi...

Çoğu zaman kültür, eğitimin sınırlı olduğu ve geçim derdinin ağır bastığı bölgelerde bir lüks gibi görünür. 
Oysa tam tersidir: Kültür, yoksulluğa karşı en güçlü dirençtir. Bir insan hikâyesini anlatabildiği sürece vardır. Anlatılamayan hikâyeler zamanla unutulur; unutulan toplumlar da kendi köklerinden uzaklaşır.

Bugün festivalleri düzenleyen organizasyonlar, ne yazık ki halkın üretkenliğini değil, tüketmesini önceler. Gösterişe dayalı, geçici etkinlikler düzenlenir. Oysa gerçek kültür, sessiz ama kalıcıdır. Festival ruhu; halkın sözüyle, sanatıyla, emeğiyle var olur.

Kültür evrenseldir evet, ama yerelden beslenir. Kökünü kaybeden bir ağaç ne kadar yeşerebilir ki?

Kültürü yaşatmak için hepimize görev düşüyor. Kalemle, sözle ve eylemle... Çünkü kültür, sadece eğlenmek değil; anlatmak, aktarmak ve yaşatmaktır.
Gülten Avşar

Ardahan Gazetesi şimdi yeni adresinde, www.ardahangazetesi.tr
Daha yeni Daha eski

İletişim Formu